kiraz iyi ama o kadar da güzel değil 2014-12-04
Mustafa Kemal'in Gök Yazıları Şiiri | F. Hüsnü Dağlarca
Mustafa Kemal'in Gök Yazıları
Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman,
Mavicek bebelerin, ak kızların,
Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman,
Bir 1O Kasım gecesi
Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza:
-Ey Türk gençliği...
Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya,
Şimdi destan ellerimle yazıyorum,
Yeşiline suyun,
Kuşun,
Yelin,
Yaprağın:
"Ne Mutlu Türküm Diyene."
Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy,
Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim
Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi,
Elimde tebeşir
Yazıyorum kara gecenin üstüne
Yazıyorum armağanımı:
"Övün, Çalış, Güven."
F. Hüsnü DAĞLARCA
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Mustafa Kemal'in Gök Yazıları Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Mustafa Kemal'in Gök Yazıları Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.
Benzer Atatürk Şiirleri
Bigalı Köyü'ndeki Atatürk Evi
Geniş tahta kapıdan girince içeriye
Gördüğüm taş döşeli o küçük bahçe; dardı
*
Şimşirlerle bezeli gül kokan bu bahçede
İnsana huzur veren kutsi bir hava vardı.
Dut ağacı altında dinlenen eski kuyu
Bir zafer türküsünün şevkiyle bakmaktaydı.
*
Kırık tahta çıkrığı bakarken tepesinden
"Atatürk'ü ben gördüm! " der gibi hali vardı.
*
Yüz yılın dahisini ağırlayan yaşlı ev
Geniş tahta kapının hemen sol yanındaydı.
Duvarlar düzgün taştan içi de tahtadandı.
Kuşlarla..yıldızlarla..çamlarla konuşurdu
Güvem erik..ahlatlar..onun eski dostuydu
*
Tahta basamaklarla çıkılırdı üst kata
Tavan ve zemin tahta, trabzanlar tahtaydı.
Gıcırdardı yürürken tahtadan döşemeler
Bu sesle çekilirdi ancak zifir geceler.
*
Ve küçük tahta hole üç kapı açılıydı
Kuyuya bakan oda tam da karşınızdaydı.
*
Bu odada yatmıştı sarışın genç komutan.
Bu odada dinlendi gök bakışlı kahraman
Tahtadan musandraya asarken giysisini
Düşünmekteydi mutlak düşmanın hançerini!
*
Yola bakan odada toplandılar o gece
Mehtabın gözlerine bakarken üç pencere
Gaz lambası alevi titrerken duvarlarda
Bir dev oturmaktaydı şimdi tahta masada!
*
Kalemini kaldırıp baktı oturanlara
Dedi ki:
-Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Boğaz'ı geçmek ister itilaf kuvvetleri
Toplarıyla yakıyor-yıkıyor tepeleri
Ölüm kusmakta her an donanma gemileri!
*
O an, mavi gözleri lambadaki ışıktan
Ve gökteki yıldızdan daha parlak yanarak
Oturduğu masadan Boğaz'ı görür gibi
Aydınlattı odayı inançla parlayarak!
*
"Çanakkale Geçilmez! Parolamız bu! " dedi.
Sanki şimşekler çaktı söylerken sözlerini.
*
-Ölümden kurtuluş yok! Ölüm mukadderattır!
"Her can bir gün ölümü mutlaka tadacaktır"
*
Ya bir sedir üstünde ya saban peşinde
Vakit-saat gelince ölüm yaşanacaktır.
Ama en güzel ölüm vatan için ölmektir
Şehitlik makamının şerefine ermektir.
*
İçtiğimiz bu suyu ya düşmanlar içecek
Ya bu kuyu suyuyla torunlar büyüyecek
Ölmek sayılmaz bize vatan için can vermek
Bu kutsal topraklara tek düşman girmeyecek!
*
Bigalı, köy olalı duymadı böyle hitap
Ne böyle aslan gördü ne böyle bir hakikat!
Söz verdi erkan-ı harb
And içtiler o gece
"Çanakkale geçilmez!" Yazacağız tarihe!
*
İşte böyle yazıldı buradaki destanlar
Ve böyle şehit oldu o adsız kahramanlar.
Arıburnu...Conkbayır...Kemalyeri üstünde
İşte bu yiğitlerin silinmez kanları var.
*
Eceabat Yolu'ndaki en mutlu tarihi ev
Bigalı Köyü'ndeki mütavazi bu evdir
Bir mesih bekler gibi ay'a baktığı gece
Ağırladığı misafir
Yarbay Mustafa Kemal'dir
Ali Koç Elegeçmez
Ali Koç Elegeçmez
Atatürk'ün Aramızdan Ayrıldığı Yaştayım
Gökyüzünde şimşek çaktı.
Yeryüzüne yıldırım düştü.
On yıl boyunca araştırdım.
Gerçekleştirdikleri olağanüstüydü.
Dünya tarihinde tekti.
Ey sen büyük komutan!
Ey sen büyük devlet adamı!
Seni saygıyla anıyorum.
İnsan olmanın bilincinde olan
Herkesten bu saygıyı bekliyorum.
Yıllar geldi, yıllar geçti.
Aradan 78 yıl geçti.
Yaşadığı yıldan bunca yıl sonra,
Adı saygıyla anılan bir başka komutan,
Devlet adamı var mı?
Sen ki sekiz yıl annen Zübeyde Hanım ve kardeşin Makbule Hanım'dan ayrı kaldın.
Varını, yoğunu bu vatan için ve gelecekte kuracağın Türkiye Cumhuriyeti için feda ettin.
Nasıl Çanakkale'de üçüncüye sıtmaya yakalanmıştın ve doktor vücuduna aşırı kinin enjekte etmişti.
Yakınında bulunan subaylara ya gider ya gelir demişti.
Sen gitmedin geldin, benim refah ve mutluluğum için, direndin.
Kurduğun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve seni tanımayanlar var.
Bunlara tavsiyem yaşadığı için, Mustafa Kemal Atatürk'e şükretmeleridir.
Bir cami yaptıranın adını hayır, dua ile anarsın da
Cumhuriyet kurulduktan sonra yüzlerce cami yaptıran ve
Yaptırılmasına ön ayak olan
Atatürk'ü neden sevmezsin?
Serdar Yıldırım
Serdar Yıldırım
Atam
Atam sen kalbimizdesin,
Unutmayacağız seni.
Hala sen burdasın,
Bizim yanımızdasın
Unutmadık,unutmayacağız seni,
Sen bu ülkenin,
Önderisin hala.
Kimse indiremeyecek asla!
Sen bizim için savaşan,
Vatanı uğruna kan döken insansın.
Seni unuturmuyuz biz,
Hep kalbimizdesin bizim.
Duygu Yıldırım
Atatürk'ün Ankara'ya Gelişi
İlk Dünya Savaşı hemen sonunda
Osmanlı Devleti yenik sayıldı
Yakıp yıktı düşman işgal anında
Batıdan güneye yurda yayıldı
On dokuzun On beş Mayıs ayında
Fırsatçı Yunanlar İzmir'e girdi
Paşalar yatarken gül sarayında
Biri kurtuluşa kararı verdi
On dokuz Mayıs'ta önce Samsun'da
On iki Haziran sonra Amasya
Temmuz Yirmi üçte hem Erzurum'da
Dört Eylül'de kongre oldu Sivas'ta
Milli iradeyle milli hükümet
Kurmak lazım diye karar alındı
Meclis için sürekli bir ikamet
Bu işe Ankara uygun bulundu
Tüm illere telgraflar çekildi
Temsilci seçildi çok vilayetten
Bağımsızlık tohumları ekildi
Dem vuruldu sonra cumhuriyetten
Kayseri Kırşehir Hacıbektaş'ta
Dokuz gün boyunca destek alarak
Göründü heyetle Kızılyokuş'ta
Halka baktı Paşa duygulanarak
Dokuzyüzondokuz Aralık sonu
Yirmiyedisinde saat Ondört'te
Karşıladı halkı coşkuyla O'nu
Bir güneş yükseldi tüm memlekette
Ankara şahlandı onbinler koştu
Mustafa Kemal ve yoldaşlarıyla
Dikmen sırtlarında seğmenler coştu
Yahya Galip'lerin uğraşlarıyla
Ziraat Mektebi karargah oldu
Altı ay boyunca vermedi ara
Milli mücadele ruhuyla doldu
Işık saçtı yurda Başkent Ankara
Hürdemi Nevzat Bayramoğlu
Hürriyet Demir