Sınavları da kaldırabiliyor musunuz?
Her hükümet döneminde, eğitim kadroları ile birlikte sistem de değişiyor. Bu artık Türk milli eğitimin kaderi oldu. Her hükümet kendine göre bahaneler bularak bunu yapıyor. Ama eğitim sisteminde değişmeyen tek bir şey var, o da sınavlar. ÖSS, OKS gibileri.
Hangi hükümet iş başına gelirse gelsin, sınavlara dokunmuyor. Siz bakmayın şu andaki Milli Eğitim Bakanlığı'nın falan sınavı kaldırdık demesine.
OKS'den söz ediyorum. Bu konuyu geçen hafta da yazdım. OKS 2009'dan itibaren yapılmayacak. Ama 2009'dan itibaren ilköğretimi bitiren öğrenciler, gitmek istedikleri iyi liselere sınavsız mı gidecekler. Elbette hayır.
Hem de bir sınavla değil, 3 ayrı sınava girerek gitmek istedikleri iyi liselere gidecekler. Demek falan yıldan itibaren, filan sınavı kaldırdık sözü bir şey ifade etmiyor. Öyle ise sınavlı düzeni kaldırmak mümkün değil mi? Bana göre elbette mümkün.
Alan seçimini, daha anlaşılır ifade ile, beceri ve kabiliyetlere göre alan belirlemesini ilköğretim düzeyine çekersiniz olur biter. Olmaz diyenler var mı? Varsa nedenini söylesinler.
Bunun için, Alman eğitim modelinde olduğu gibi, 8 yıllık ilköğretimin son bir veya iki senesini alan belirlemeye göre yaparsak, bu konu kendiliğinden çözümlenmiş olur. Bu o kadar da güç değil bence. İrade ortaya konulursa pekala yapılabilir.
Müfredatları, lise eğitim süresini ve daha yığınla eğitim öğretim sistemini değiştirebilen siyasi kadrolar, bunu neden yapamasınlar ki. Adları ne olursa olsun, milyonlarca öğrencimiz illa sınavlarla, dershanelerle boğuşmak zorundalar mı? Neden köklü bir sistem değişikliği yapıp, sınavlar yükünü öğrencinin ve velinin sırtından almıyoruz.
İKİ ÖNEMLİ ÜNİVERSİTE
Aslında konuya, üniversiteye bakın üniversiteye diyerek başlamak istiyorum. Kimin için.Elbette Boğaziçi Üniversitesi için. Bu üniversitede yapılan Meksika'nın bir üniversitesi ile dayanışma gösterisinde neler yaşanmış neler. Boğaziçi Üniversitesi folklor grubu peşmerge kıyafetleri giymiş, nevruz ateşinden atlamış. Hem de nevruzun üzerinden aylar geçmesine rağmen.
Haber bir büyük gazetemizde geniş şekilde yer aldı. Haberi okuyunca aklıma şu geldi. Acaba bir Meksika üniversitesinin bu törenler için seçilmesi bir tesadüf mü? Öğreniyoruz ki, Meksika bayrağının renkleri ile ülkemizdeki malum terör örgütünün flamasının renkleri aynı.
İnsan bu kadarına da pes demeden geçemiyor. Üzücü olanı, acaba bu seçimler bilinçli mi yapıldı sorusunda düğümleniyor. Öyleyse çok yazık.
Bu üniversitemizde nasıl bir öğretim üyesi kadrosu var ki, ülkemizin seçme öğrencileri bu hale getirildiler. Bu konu elbette YÖK'ün sorumluluğu altında. Bu üniversitedeki öğretim üyesi profilini ortaya çıkarmak YÖK'ün görevi.
Fakat işin ilginç yanı, ülkemizin çok güzide bir üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi'nde bunlar yaşanırken, yine ülkemizin bir başka güzide üniversitesinde ise, bizleri sevince boğacak icatlar yapılıyor.
Bilkent Üniversitesi'nin başarılı öğrencileri, ampule alternatif ışık kaynağı üretiyorlar. Bu icatlarını dünya duyuyor.
İki farklı üniversite ve iki farklı öğrenci profili. Farklı öğrenci profilleri kimlerin eseri dersiniz?
tarihli haber
Dersimiz.com Haber