Fincancı katırlarını ürkütmek
Fincancı katırlarını ürkütmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-22 06:42:52
1. Kötü niyetli kişileri ürkütecek hareketlerde bulunmak.
"Bu sözleri söyleyerek fincancı katırlarını ürkütüyorsun."
2. Zararı dokunacak bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.
"Kaymakamla konuşurken dikkatli ol, fincancı katırlarını ürkütme sakın!"
Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek
Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-12-05 17:03:15
Sağladığı fayda verdiği zarara değmemek.
"Camiyi boyadılar fakat ustanın ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmedi."
"Belediye yardım dağıtmış, ama ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
"Yeni bir uygulama başlamış, ama yetkililerin ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
Ürkütmeden sayılmaz
Ürkütmeden sayılmaz deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-26 03:39:57
Çok kalabalık anlamında kullanılır.
"Kadın kedileri toplamış evindeki kediler ürkütmeden sayılmaz."
Yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek
Yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-12-05 16:58:33
Zararı yararından çok olmak.
"Camiyi boyadılar fakat ustanın yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmedi."
"Belediye yardım dağıtmış, ama yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
"Yeni bir uygulama başlamış, ama yetkililerin yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
Aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
Aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-12-05 17:01:18
Sağladığı fayda verdiği zarara değmemek.
"Mantar toplamaya gittik ama, aldığımız abdest ürküttüğümüz kurbağaya değmedi."
"Camiyi boyadılar fakat ustanın aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmedi."
"Belediye yardım dağıtmış, ama aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
"Yeni bir uygulama başlamış, ama yetkililerin aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemiş."
