Sinek ufak ama mide bulandırır
Sinek ufak ama mide bulandırır deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-05-29 19:52:03
Sevimsiz bir iş, davranış, kuşkulu bir durum ne denli önemsiz, ne denli zararsız olsa da insanın mahcup duruma düşmesine yol açar.
"Bu hiç iyi olmadı, sinek ufak ama mide bulandırır."
Ufak çapta
Ufak çapta deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-26 02:36:04
Aslına göre önemsenmeyecek kadar küçük olan.
"Yolda gelirken ufak çapta bir kaza geçirdik ama ucuz atlattık."
Ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti sanmak
Ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti sanmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-29 23:59:00
Dış görünüşüne bakarak bir kimse veya şeyi ufak, önemsiz saymak.
"Beni ufak tefek görüp de, Karamürsel sepeti mi sandın!"
"Ben seni ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti sanıyordum, meğer yanılmışım."
Ufak tefek
Ufak tefek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-26 02:38:21
1. Çok gerekli olmayan, küçük, önemsiz.
"Çantasında ufak tefek eşyaları vardı."
"Ufak tefek işlerim vardı."
2. Kısa boylu, zayıf (canlılar).
"Bize yol gösteren ufak tefek bir adamdı."
Un ufak olmak
Un ufak olmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-20 06:30:10
Çok ufak kırıntılar durumuna gelmek, parçalanmak.
"Betona düşen bardak un ufak olup etrafa saçıldı."
Un ufak etmek
Un ufak etmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-20 06:29:03
Çok ufak kırıntılar durumuna getirmek, parçalamak.
"Aldığımız simitleri un ufak edip, balıklara atıyorduk."
Ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti zannetmek
Ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti zannetmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-30 00:00:08
Dış görünüşüne bakarak bir kimse veya şeyi ufak, önemsiz saymak.
"Beni ufak tefek görüp de, Karamürsel sepeti mi zannettin!"
"Ben seni ufak tefek görüp de Karamürsel sepeti zannediyordum, meğer yanılmışım."
Kül ufak olmak
Kül ufak olmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-14 21:06:37
Çok küçük parçalara ayrılmak.
"Yere düşen vazo, kül ufak oldu."
