Tutunacak bir dalı olmamak
Tutunacak bir dalı olmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-27 21:49:44
Güveneceği, dayanacağı kimse bulunmamak.
"Küçüktüm, tutunacak bir dalım yoktu, tek başımaydım."
"Tutunacak bir dalı yoktu, kendini çok yalnız hissediyordu."
"Tutunacak bir dalı olmadığı için biden yardım istedi."
Ustura tutunmak
Ustura tutunmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-20 07:13:32
Vücuttaki istenmeyen kılları temizlemek.
"Ustura tutunmak vaktin gelmiş sanırım."
Tutunacak dalı olmamak
Tutunacak dalı olmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2017-10-14 04:42:05
Güveneceği, dayanacağı kimse bulunmamak.
"Küçüktüm, tutunacak dalım yoktu, tek başımaydım."
"Tutunacak dalı yoktu, kendini çok yalnız hissediyordu."
Ot tutunmak
Ot tutunmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-14 03:23:22
Vücuttaki istenmeyen kılları düşürmek için ilaç sürünmek.
"Ara ara ot tutunmak ihtiyacı hissediyorum."
"Ot tutunmak için ilaç almam gerekli."
Tutunacak bir dalı olmak
Tutunacak bir dalı olmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-27 21:46:59
Güveneceği bir kimse veya şey bulunmak.
"Zor durumda kalsak da tutunacak bir dalımız var çok şükür."
"Delikanlıyı işe alalım, tutunacak bir dalı olsun."
Tutunacak bir dal aramak
Tutunacak bir dal aramak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-27 21:39:56
Güvenilecek, dayanılacak bir insana ihtiyaç duymak.
"Bazen öyle çaresiz kalırsın ki, tutunacak bir dal ararsın kendine."
"Tutunacak bir dal aramaktan yoruldum, umutlarım tükendi."
Hayata tutunmak
Hayata tutunmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2019-05-26 07:35:51
Zorluklara rağmen yaşamak, hayatta kalmak.
"Hayata tutunmak için her zaman bir sebep vardır."
"Engelliler hayata tutunmak için desteklerini bekliyor."
"Kaybetmemek, hayata tutunmak için çok fazla nedenim var."
Tutunacak dalı olmak
Tutunacak dalı olmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-27 21:44:01
Güveneceği bir kimse veya şey bulunmak.
"Zor durumda kalsak da tutunacak dalımız var çok şükür."
"Delikanlıyı işe alalım, tutunacak dalı olsun."
