savurmak ile ilgili deyimler

Havaya savurmak
Havaya savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2017-10-14 04:42:05

Gereksiz yere harcamak.
"O işe girmen doğru olmaz, yoksa paranı havaya savurursun."

Burnunun yeli harman savurmak
Burnunun yeli harman savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-25 13:49:45

1. Büyüklenmek, böbürlenmek, kibirlenmek.
"Senin burnunun yeli niye harman savuruyor, kime hava yapıyorsun?"

2. Çok sinirlenmek.
"Öğretmenin burnunun yeli harman savuruyor, şimdi yanına gitme."

Har vurup harman savurmak
Har vurup harman savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-01 02:12:42

Hesapsızca, düşüncesizce harcamak; malını, parasını ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmek.
"Miras kalan parayı har vurup harman savurdu, şimdi yine perişan halde."
"Birikimlerini har vurup harman savurmadan bir ev almaya çalış."

Külünü göğe savurmak
Külünü göğe savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-14 21:35:53

Bir şeyi tamamıyla bitirip yok etmek, harcayıp tüketmek, telef edip bir şey bırakmamak.
"Elindeki tüm paranın, külünü göğe savurmuş da gelmiş."
"Tüm sıkıntılarımın külünü göğe savurup, geri döneceğim."
"Tüm mirasın külünü göğe savurup, sokaklarda kaldı."

Esip savurmak
Esip savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-24 06:19:22

Bağırıp çağırmak, öfke ile atıp tutmak.
"Davet edilmediğini öğrenince esip savurmaya başladı."

Akşamdan kavur, sabaha savur
Akşamdan kavur, sabaha savur deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-17 19:38:35

1. Kazandığını günü gününe harcayan, har vurup harman savuran, savruk kimselerin durumunu anlatmak için kullanılır.
"Akşamdan kavurup, sabaha savurmaktan kenarda köşede para koyamadın."

2. Söylediği sözü tutmayan kişiler için kullanılan bir söz.
"Sana inanıp iş yapacaktık, tabi senin akşamdan kavurup, sabaha savuran biri olduğunu unutmuşuz."

Tehdit savurmak
Tehdit savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-02-26 23:57:22

Korkutmak, gözdağı vermek.
"Sporculara maç konusunda tehdit savurması işe yaramadı."

Harman savurmak
Harman savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-02 02:46:47

Tahılı samandan ayırmak için dövülmüşünü rüzgâra karşı savurmak.
"Rüzgar çıktığında hemen harman savurmak için gittiler."

Palavra savurmak
Palavra savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-11-21 01:36:45

1. Abartarak söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek.
"Senin ablan da çok palavra savuruyor ki."

2. Uydurma, asılsız bir söz veya haberi gerçekmiş gibi ortaya atmak, yalan söylemek.
"Takdir belgesi alıyorum diyordu, ama palavra savuruyormuş, bir şey alamadı."

Küfür savurmak
Küfür savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-14 20:55:19

Küfretmek.
"Telefonu açıp, küfürler savurmaya başladı."

Külünü savurmak
Külünü savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-14 21:36:18

Bir şeyi tamamıyla bitirip yok etmek, harcayıp tüketmek, telef edip bir şey bırakmamak.
"Elindeki tüm paranın, külünü savurmuş da gelmiş."
"Tüm sıkıntılarımın külünü savurup, geri döneceğim."
"Tüm mirasın külünü savurup, sokaklarda kaldı."

Kantarlıyı savurmak
Kantarlıyı savurmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-07 03:15:11

Ağır bir biçimde sövmek.
"Basit bir olay yüzünden kantarlıyı savurmakla ayıp ettin."