İçi dayanmamak
İçi dayanmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-26 03:36:43
Acıklı bir durumu kaldıramamak.
"Artık haberleri izlemeye içim dayanmıyor."
"Böyle açıklı olaylara kimsenin içi dayanmaz."
Kalbi dayanmamak
Kalbi dayanmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-06 02:55:26
1. Aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölmek.
"Yaşlı kalbi daha fazla dayanamadı."
"İki kez kalp krizi geçirdi, üçüncüye kalbi dayanamaz."
2. Çok acı duymak, acısına katlanamamak.
"Ailesinin son ferdini de kaybedince kalbi dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü."
"Çocuğunun ölümüne kalbi dayanmıyordu."
Yürek dayanmamak
Yürek dayanmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-11 22:05:43
Acısına katlanılmamak, çok acı vermek.
"Çocuğunun çığlıklarına yürek dayanmıyordu."
Yüreği dayanmamak
Yüreği dayanmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2017-10-14 04:42:05
Çok acı duymak, acısına katlanamamak.
"Ailesinin son ferdini de kaybedince yüreği dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü."
"Çocuğunun ölümüne yüreği dayanmıyordu."
Can dayanmamak
Can dayanmamak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-04-20 11:27:29
Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek.
"Yıllarca uğraşıp didinip yaptığı ev bir anda kül oldu, buna can mı dayanırdı?"