Mimar Hayrettin Şiiri | Ali Koç Elegeçmez
Mimar Hayrettin
II.Bayezıt’ın verdiği bir emirle
Çizdiğin projeyi hayata geçirerek
Tunca’ya saray gibi diktiğin külliyenle;
Medresen ,imaretin, darüsşifaevi’nle
*
Bol çiçekli, çok geniş şadırvanlı bahçenle
Edirne’yi gözleyen tam iki minarenle
Harcına koydurduğun tükenmeyen sevginle
Sen, bilim kokuyorsun Mimarbaşı Hayrettin
*
Bilir gibi Tunca’nın şifa veren huyunu
Hastalara sunmuşsun serinTunca Suyu’nu
Hekimler, hemşireler , sazende eşliğinde
Su sesi, bülbül sesi, güzel hazendelerle
Derde şifa olmuşsun Mimarbaşı Hayrettin
*
NİRETVA’ya taktığın Mostar adlı Köprü'nle
Divanyolu Caddesi’ni süsleyen camiinle
Ve de Mimar Sinan’a verdiğin emeğinle
Gönlümüzde taht kurdun mimarbaşı Hayreddin!
*
Gün geldi unutuldun, suç bizde sanma sakın
Savaşlar unutturdu seni mimar Hayreddin!
Şimdi sana deriz ki bitmeyen sevgimizle:
Tüm dünyanın bildiği külliyenle, köprünle
Sen barış kokuyorsun Mimarbaşı Hayrettin
Ali Koç Elegeçmez
Mimar Hayrettin eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Ali Koç Elegeçmez
Mimar Hayrettin Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Mimar Hayrettin Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler
Uluslararası Yunus Emre Kültür Ve Sanat Haftası
Dünya unutamadı onun düşüncesini,
Onun fikirlerinin tüm inceliklerini...
Felsefesi, sevgiydi düşüncesi hakikat,
Rab'bimize gönüllü nefsini aşmış kat kat...
Sen, halkın şairisin sen Hakk'ın şairisin,
Rab, sevgisini sunan sen, erenler pirisin...
Hoşgörü, denilince akıllardan çıkmazsın,
Gönüllerimizdesin sen her akılda varsın...
Tasavvufta yerlisin asırlar geçse bile,
Seni unutamadık dini şiirlerinle...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk
Evliya Çelebi
Dünyanın dört bir yanını
Gezdi Evliya Çelebi
Hem bu yerlerin planını
Çizdi Evliya Çelebi
Hazırdı her an sefere
Demezdi "orası nere? "
Her gördüğünü deftere
Yazdı Evliya Çelebi
Belki ilktir böyle çıkan
Ne prens kaldı ne Hakan
Sanki dış dünyaya bakan
Gözdü Evliya Çelebi
Seyahat olunca nasip
Ülke, şehir, köyler gezip
Gizli kapaklı demeyip
Çözdü Evliya Çelebi
Artık tüm dünya bilecek
Öyle ki; gelmiş, gelecek...
Her an takip edilecek
İzdi Evliya Çelebi
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ
Hz. Mevlana
Kim olursan ol yinede "gel, gel, gel" derdin
Olmazmış sevgisiz... Gözler önüne serdin
Geldik işte kapına, uyup ta çağrına
Ne zaman saracaksın bizleri bağrına
Bir elin Sema'ya bakar bir elin yere
Hal dilin söyler "Hak'tan alan halka vere"
Hoşgörü ile yaklaştın her bir canlıya
Hoşgörüsüzler bu çağrıdan ne anlıya...
O günden beri dönse de semazenlerin
Ne aşk var ne de şevk; doldurulamaz yerin
Onu da benzettiler ya; çalgı çengiye
Dönüp duruyorlar yalnız; sen döndün diye
Oysa o dönüş semboldü tüm dönüşlere
Bilmeden sarılırlar dış görünüşlere
Her şey dönüyor... Atom, gezegen, dünya, ay
Elektronundan hücresine saydıkça say
Yaratanı zikirdir her dönüş aslında
Bilinmeyen ne çok şey var sema hakkında
"...Gel" diye çağır yine ulu dergâhına
Bizi de alıver döndüğün semahına...
Sensiz yürek yangın, gözlerde sel Mevlana
Yaptın çağrını, sıra bizde "...Gel" Mevlana
HALİL MANUŞ
Halil MANUŞ
Fatih'in Rüyası
Yıl bindörtyüzkırkaltı,
Osmanlı sarayında toy bir delikanlı
O sabah heyecanla uyandı
Kanter içinde kalmıştı.
Hemen hocasına koştu
Hocası çoktan uyanmış,
Sanki delikanlının geleceğini
Kuşlardan haber almış.
'Otur Mehmet' dedi,soluklan hele
'Aman hocam bir anlatayım
Ruyamı hayra yorki; huzur bulayım'
Nasıl bir rüya imiş bu?
Sanki almış senin aklını
Başladı Mehmet anlatmaya;
Rüyamda dedi,büyük bir ordu
Deniz savaşını,karadan aldı.
Konstantinapolis denen şehrin rumları,
Latin külahından,üstün kıldı sarığı.
Ve lakin dayandık şehrin kapısına,
Ulubatlı bir genç, öldü bayrak aşkına.
Fatih adını takmışlar bana
Bir çağ kapanmış,meğer o anda.
Derken yıllar geçmiş,yüzyıllar,
Sahip çıkmış bu şehre evladı Türkler
Büyümüş,kocaman bir vatan olmuş
Şimdi Konstantinapolis ya adı,
İstanbul demiş ona,Türkün evladı
İşte böyle hocam,hayırmı,şermi?
Gözyaşları içinde dinledi Akşemseddin
Evlat dedi,hiç durma
İstanbulun fethidir,rüyanda gördüğün
Yedi yıl sonra,bindörtyüzelliüç
Oldu rüyadakinden bile daha güç,
Orta çağı kapatan bu büyük savaş
Sonsuza dek
Türkün alnında gururdur
Gözlerinde yaş.
Serhat Çalışkan
Serhat Çalışkan