Eğitim Sitesi

İstanbul'un Fethi Şiiri

İstanbul'un Fethi Şiiri | Gülnur Ülkü KORKMAZ

İstanbul'un Fethi

İSTANBUL'UN FETHİ

Yirmi dokuz Mayıs bin dörtyüz elli üçte
Fatih Sultan Mehmet Han Bizansı fethetti
Bizansı kuşatıp sonra geçirdi ele
İsmi değişir İstanbul olur dillerde

Elli üç gün süren kuşatmayla fethetti
İstanbulu yalnız Fatih Mehmet Han aldı
Bizans İmparatorluğunun başkentiydi
Aşılmaz surları aşıldı fethedildi

Ya Bizansı alırım yada Bizans beni
Bu düşünceyle girişti hazırlıklara
Toplar döktürdü yaptırdı bir güçlü gemi
Güçlü bir donanmayı meydana getirdi

Beyazıt Anadolu Hisarı yapmıştı
Fatih karşıya yaptı Rumeli Hisarı
Hazırlıklar iki yıl sürdü tamamlandı
Ordusuyla geldi İstanbulu kuşattı

İstanbulun kara surları önlerinde
Savaş düzenine ordusunu sokarak
Seyretti Topkapı Maltepe mevkisinde
Günlerce savaş sürdürdü etti idare

Mehmet Han karadan yağlı kızak çektirdi
Taksim Kasımpaşadan indirdi Haliçe
Bu durumda düşmanı şaşkına çevirdi
Düşman morali bozukluğuyla kaybetti

Vatan caddesi kale kapısın gelindi
Günlerce süren hücumlarla kuşatıldı
Türk ordusu surlardaki gedikten girdi
Bizans İmparatorluğu geri çekildi

Gülnur Ülkü KORKMAZ
(Gülnur KÖKSAL)

add

tag İstanbul'un Fethi eğitici şiirler okul şiirleri çocuk şiirleri öğrenci şiirleri öğretici şiirler Gülnur Ülkü KORKMAZ

İstanbul'un Fethi Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

İstanbul'un Fethi Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri

İstanbul’Da Huzur Var

İstanbul’da huzur var

İstanbul’da huzur var, artırıyor inancı
Bu şehirden gidince, her şey bana yabancı
Saçlarıma ak düşer, hasret olur bir sancı
İstanbul’u sevmeyen, sanki müzmin yalancı…

En güzel günlerimi, İstanbul’da yaşadım
Şarkılarla aşkımı, bu şehirde aradım
Mutlu sona ermektir, benim en son muradım
Adım unutulursa, kalır benim soyadım…

En güzel şiirleri, İstanbul’da yazmışım
Bestelerin keyfine, bu şehirde varmışım
Mutluluğun tadına, denizini katmışım
Bu kadar güzelliğe, ağzı açık kalmışım…

Gel gidelim demeyin, Avrupa’ya, Asya’ya
Yol yorgunu biriyim, yılları saya saya
Sakın ısrar etmeyin, sözle aşınır kaya
Fazla param da yoktur, gidin sorun bankaya…

Sizlerle mutluluğu, İstanbul’da yaşarım
Başka ilde zor yürür, İstanbul’da koşarım
Tüm dostlarım burada, dostla engel aşarım
Kimse beni yormazsa, bunu hayra yorarım…

Erol Güngör

26.8.2010
Not: Bu şiirimin ilk 2 kıtası tarafımdan bestelenmiştir.
TRT repertuarındadır. Konserlerde okunuyor.

Erol Güngör

İstanbul

Ah ahh! Anlatamam seni İstanbul,
Taşına, toprağına paha biçemem,
Derelerini, tepelerini düzleyemem,
Ne kadar övünsen de sana yakışır.

Nice nice insanları bağrına bastın,
Güzel çirkin demedin hepsini sardın,
Suyunu da para ile satın aldım,
İçilecek suyun kalmamışİstanbul.

Ahh! Bir tarafta kat kat siteler,
Dahası, yıkık dökük bir katlı evler,
Yolu bile olmayan milyonluk yerler,
Yolu olmadan yaşanılan İstanbul.

Boğazlarına paha biçemiyorum,
Kötü taraflarını hiç söylemiyorum,
Mafyanın ormanı yaktığını biliyorum,
Şile, Beykoz ile daha yeşilsin İstanbul.

Sabah akşam işe gitmek mucize,
Trafik tıkandı mı döneriz sinir küpüne,
Fatih, Boğaz İçi Köprüsü bedel ömre,
Tıkanan yolların çekilmiyor İstanbul.

Hani ya! Evvelinde aşın, işin bol idi,
Fabrikalar, atölyeler sana can idi,
Derelerin tepelerin de yeşillik var idi,
Derelerin tepelerin ev oldu İstanbul.

Çalışan avuç avuç para kazanırdı,
Aileler, İstanbul

Hasan Hüseyin BAYAR

Adalara Gitmedinse

Adalara gitmedinse
Boğazda hiç gezmedinse
Modayı da görmedinse
Ne işin var İstanbul’da.

Köprüleri geçmedinse
Balık ekmek yemedinse
Beyoğlu’nu sevmedinse
Ne işin var İstanbul’da.

Emirgan’a gelmedinse
Orda bir çay içmedinse
Güzelliği sezmedinse
Ne işin var İstanbul’da.

Şiir şarkı yazmadınsa
Nostaljiyi tatmadınsa
Şehre âşık olmadınsa
Ne işin var İstanbul’da.

Anlatacak derdin çoksa
Çalışacak işin yoksa
Kalacak bir yerin yoksa
Ne işin var İstanbul’da.

Mutluluğun azaldıysa
Acıların çoğaldıysa
Umutların daraldıysa
Ne işin var İstanbul’da.

Erol Güngör
2001 yılında yazılmıştır.
Tarafımdan bestelenmiştir.
Konserlerde okunmaktadır.

Erol Güngör

Fethin Sabahında

Gökler eğilip dağlara "kimdir" diye sordu,
Kimdir bu gelen gözleri şimşekleniyordu...
Bir kır atın üstünde ufuklar gibi mağrur,
İstanbul'a kartalca bakan gözleri kordu...

Birden enginlere şahlandı küheylan,
Birdenbire gök kubbesi deryalara vurdu...
Yol vermek için Marmara deprendi yerinden,
Yol vermek için Fatih'e rüzgar bile durdu...

Aksetmede tek bir sesi heybetle semada,
Şahlanmada bir çağ yaratan "dev gibi ordu..."
Kaç yüz senelik köhne Bizans can veriyordu,
Tanrım bu ne kudret,bu ne heybet,bu ne zordu...

Talha Sağlam

İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri, İstanbul'un Fethi Şiiri