Dünya Sigarasız Günü 3 Şiiri | Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Dünya Sigarasız Günü 3
Bugün 31 Mayıs, parmaklar arasında,
Kararlar alkışlanır dil ve dudak ucunda…
Yerler, sigara dolu çakmak ve kibrit dolu,
Akıllar karar vermiş seçmiş tövbekâr yolu…
Gün, sigarasız günü verilmiş kararlarla,
Bedendeki sıhhatle, uğurlanan zararla…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Dünya Sigarasız Günü 3 eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Dünya Sigarasız Günü 3 Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Dünya Sigarasız Günü 3 Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Yeşilay Haftası Şiirleri
Alkolik Olan Cennete Giremez Hâkim-13
Rabbim yasaklıyorsa içmek mi gerekecek?
Rabbe karşı gelsen de içmemen gerekecek.
Rab yasaklamıyor mu bir de inanıyoruz,
İnanıp da içmenin hükmünü biliyoruz.
Sevindiriyor muyuz aksine üzüyoruz,
Övünç kaynağı değil pek övünemiyoruz.
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Yeşilay
Bütün kötülüklerin anası sigara,
babası içki.
Dertlerini koy şişeye
kapat ağzını
bir an unut gitsin.
Ya akciğer kanseri olursun,
ya siroz hastası,ne fark eder,
akıl gel git,şuur med-i cezir.
beyin felç olsun,aklın gelip gitsin.
Şimdi moda zaten;
uyuşturucuya herkez müptela,
olmaya oldu, oda hayatımıza girsin.
Nasıl olsa hayat senin
kimsenin alacağı yok.
Çek içine siğarayı,
çöksün yüreğine dumanı
ömründen ömür gitsin.
Bütün kötülüklere savaş açmış
YEŞİLAY her an,senin için,senin yanında.
24.03.09/Bursa
Ramazan Çiçekli
Ramazan Çiçekli
Dünya Uyuşturucu İle Mücadele Günü
Farkındalık çapında bilinçlidir her insan,
Dik duruşluluğumuz, 26 Haziran…
Mücadelelerimiz ettiğimiz yeminlerden,
Gönül verdiğimizden sizleri sevdiğimizden…
Kendinden geçemezsin madde kullanamazsın,
İnsanlığını, beynini uyuşturamazsın…
Ya kaçakçılık işi Rabbin yasakladığı,
Hırsızlıklarla dolu can alıcılığı…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Gerçek
"dünyada ölümden başkası yalan"
diye haykırırken müzikholler
ölümün de yalan olduğunu nasıl anlatmalı
yaşamak fahişe yataklarda tenin tene değmesi
anlık kıpırdanışlarla gözlerin bakışması
dişin acıması elin kanaması mı
ölmek bir barda akşam sohbetini kaçırmak
el değmeden ambalajlanmış
gülü koklayamamak mı
yürekler çiçek açarken her bahar
idealler fışkırırken beyinlerden gencecik ve duru
gördüğüne değil dokunduğuna bile inanmaktan korkan
bir ölüye öldüğünü ve ölümün süreksizliğini
nasıl söylemeli
afyon dumanlarının arkasında hakikat şekillenir mi
bir tiyatro alır da kıskacına gözlerinden vurulmuşları
dikiverir yalancı görüntülerin ortasına
ölüm gerçek diye haykırırken Yeşilay cemiyeti
kadehlerin içine kuru kafa atanlar
kuru kafa olamadıkları için pişman olacakları bir günü
hiç akıllarına getirmişler midir
yaşamak
ölümle biteceğini zannederek her şeyin
yalanda olsa koklamak yarın solacak gülleri
nasıl anlatmalı bilmem ki
ölümün de perdeden bir sahne
ölümün de ölüme mahkûm olduğunu
Mustafa Faikoğlu
Mustafa Faikoğlu