Ah Yaşlılık Şiiri | NFS
Ah Yaşlılık
Aynalar yansıtır kar beyaz sakalı,
Çamur banyosunda makyajı pahalı...
Keli güneş gibi kırıtır havalı,
Zaman tünelinde gezinirce sanki...
Belinde ağrılar ayağı son gazi,
Horca kullanılmış, bir subay gibi Nazi...
Yinede umuttur, hüzündür fantezi!
Kulağında çınlar, gençliktir şok yankı...
İçine bir girsen hazan yağmurları,
Dışını bir görsen çifte at mahmurları,
Alaycı bakışlar, oynar su samurları!
Oynatmak ne mümkün taşıdığı tankı...
Safet Kuramaz
Ah Yaşlılık şiiri Safet Kuramaz ihtiyarlık ile ilgili şiirler yaşlılık şiirleri eğitici şiirler çocuk şiirleri
Ah Yaşlılık Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Ah Yaşlılık Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Yaşlılık - Gençlik Konulu Şiirler
Geçip Giden Günlere (80'ler 90'lar)
Kundaktaki bebeğin, tahtadan beşiğiydi
Köyün en inatçısı, evin boz eşeğiydi
Huzurlu uyku yeri, yün yorgan döşeğiydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Çalan kavalın sesi, ne hoş tatlı müzikti
İnsanlar merhametli, sabırlı ve nazikti
Sigortalı iş varsa, altından bilezikti
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Susmak küçüğe düşer, söz büyüğün hakkıydı
Gelinler çok konuşmaz, kaynana hep haklıydı
Uçurtmanın ipinde, hayallerimiz saklıydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
En ufak dedikodu, mahalleye sızardı
Büyükler küçüklere, haklı yere kızardı
Gökyüzü duman kokar, sokakları tozardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Mahallede bir olay, tüm herkesi bağlardı
Birisi vefat etse, tüm mahalle ağlardı
Somuna salça sürüp, bazlamayı yağlardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Hiperaktif değildi, çocuk yaramaz şer’di
Tek göz tüplü ocakta, yemeğimiz pişerdi
Komşuda pişen yemek, komşuya da düşerdi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Akşamları çay keyfi, seyrimiz Bizimkiler’di
Kömürlük depomuzdu, kışlık bizim kilerdi
Herkes neşe doluydu, yüzleri hep gülerdi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Yıkanıp da başlardık, haftaya hep pazardan
Ne dersler çıkarırdık, atılan her azardan
Mavi boncuk korurdu, kötü gözlü nazardan
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Televizyon renksizdi, çanakları antendi
Evlilikler hakiki, sevgileri kalptendi
Kredi haramdandı, harcadığımız ceptendi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kar yağmur gecikmezdi, mevsiminde yağardı
Sabah akşam ahırda, inekleri sağardı
Küçücük evlerimize, tüm sülale sığardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kadınları hanımdı, adamları da beydi
Mahalle arasında, çocukları bebeydi
Evcilik, saklambaçtı, oyunlar kör ebeydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Evler gecekonduydu, duvar yığma betondu
Büyükler bereketti, nine dede tontondu
Telefonlar kulübede, büyük küçük jetondu
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Komşu komşusunun, külünü de kürürdü
Küçükler büyüklerin, hep ardından yürürdü
Büyük küçük birbirini, sayarak hoş görürdü
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kapılar hep açıktı, komşunun da eviydi
Önlüklerimiz tek renk, siyah ya da maviydi
Dostluklar ebediydi, arkadaşlıklar kaviydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kızların çeyizinde, süslü püslü nakışı
Uzundu gecelerimiz, soğuktu kara kışı
Korkutmaya yeterdi, büyüklerin bakışı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kaplarımız topraktan, güğümlerimiz kalaydı
Oyunlarımız türkülü, düğünlerimiz halaydı
Cebimiz delik ama hayatımız kolaydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Bulgur pilavı cacık, soframızda azıktı
Alın teri emeği, helal lokma rızıktı
Karıncaya basılmaz, hem günah hem yazıktı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Pazar alışverişi, erzak dolu torbayı
Kaşıklar ortaklaşa, batırılan çorbayı
Kışın vazgeçilmezi, o sıcacık sobayı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kap kacak tenceremiz, hepsi aynı raftaydı
Küskünlükler kısaydı, sadece söz laftaydı
Evlerimiz ahşaptı, pencereler tahtaydı
Bayram gecelerinde, gözümüz sabahtaydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Ramazan YILDIZ
Dedeciğim
Babamın babasısın sen
Torunun oluyorum ben
Çok tatlısın bilmem neden?
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Pamuk gibi sakalın var
Yanakların kırmızı nar
Sensin en şirin ihtiyar
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Bilmiyorum yaşın kaçtır
Birde boyun kaç kulaçtır
Yerin başımızda taçtır
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Gece yanımda yatarsın
Hep masallar anlatırsın
Önce vardın; yine, varsın
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Benim adım senin adın
Soyadım senin soyadın
Doyulmazdır senin tadın
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ
Yaşlıları Severim
Sımsıcak gülüşlerle kucak açar herkese,
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Nasıl özlem duyarlar yumuşacık bir sese,
Elleri kırış kırış yaşlıları severim.
Bin bir sevinç sığdırır meraklı bakışına,
Her zaman ilgi duyar hayatın akışına,
Sırt çevirmez yaşamın düzüne yokuşuna,
Dosta ömür adamış yaşlıları severim.
Yılları nasıl geçmiş, yaşamış mı doyunca
Nice fidan büyütmüş hepsi kendi boyunca.
Nasıl da mutlu olur bir 'teşekkür' duyunca,
Sevgilere susamış yaşlıları severim.
Hep dünleri anlatır, geçmişi çok özlemiş.
Yüreğinde kim bilir ne sevdalar gizlemiş.
Bilinmez ki kimlerin yollarını gözlemiş.
Anılarla yaşamış yaşlıları severim.
Koşup sarmak isterim bükülmüş bellerini,
Tutup öpesim gelir üşümüş ellerini.
Usanmadan dinlesem o tatlı dillerini,.
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Elleri kırış kırış yaşlıları severim........
2003-Ankara
(Sevda Köşe Başında`dan)
Yaşlılar haftası, tüm dünyada kutlu ve umutlu olsun..
Sevinç ATAN
Sevinç ATAN
Yaşlılık
Günler günleri kovalarken, zamanda ilerliyor
Dün daha çocuk iken, bu gün baba oluyor
Dertler kederler sırtına bindikçe de biniyor
Akrep yelkovan dönerken, insanda yaşlanıyor
Eski gülücükler nerde, suratlar somurtuyor
Yüze çizgiler girince, saçlarda ağarıyor
Aynalar düşman artık, bizi genç göstermiyor
Yaşlandık mı gerçekten yoksa, aynalar mı yalan söylüyor
Yılları horca harcarken, günler değerleniyor
Günleri bir yana bırak, saniye önemseniyor
Torunu kucağa alınca, bir de dede oluyor
Bunca tedirginlik neden, Ölüm mü yaklaşıyor...
Şeyhmus Sevilmez
Şeyhmus SEVİLMEZ