Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri | Bilal Gönülalçak
Sabret Gönül, Gönül Sabret
Henüz yirmi yaşındasın
Sabret gönül, gönül sabret
Daha yolun başındasın
Sabret gönül, gönül sabret.
Hastalıklar biter bir gün
Unutulur bugün ve dün
Seni de terk eder hüzün
Sabret gönül, gönül sabret.
Mutlu mesut olacaksın
Huzuru da bulacaksın
Güzel sözler duyacaksın
Sabret gönül, gönül sabret.
Karanlığın ardı ışık
Gönüller güzele âşık
Kader seninle barışık
Sabret gönül, gönül sabret.
Bugün dünya, yarın ahret
Zaman nasıl geçer hayret
Üç beş nefes daha gayret
Sabret gönül, gönül sabret
Bilal Gönülalçak
Sabret Gönül Gönül Sabret şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler
Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Yaşlılık - Gençlik Konulu Şiirler
Zordur yaşlılık bilemezsin
Sairimizin yazdığı gibi
'Yolun Yarışı'nda değilim
Yolun sonundayım belki şimdi
Bitmedi ama yol yürüyeceğim bilirim
Zordur yaşlılık bilemezsin
Şunları yapardın eskiden
Simdi rica ediyorsun birine
Gururum ne oldu derken
Eskisi gibi değilsin kime ne
Zordur yaşlılık bilemezsin
Çarşı pazar dolaşamazsın
Veya sinema tiyatro lokanta
Çünkü sen yalnız olamazsın
Götüren olursa çıkarsın sokağa
Zordur yaşlılık bilemezsin
Yalnızsındır evde bu yaşta
Konuşacak insan ararsın haliyle
Telefondaki ses bile yeter sana
Aradı biri diye sevinirsin sessizce
Zordur yaşlılık bilemezsin
Hayatin sanki bir sinema
Kapatıp gözlerini seyredersin sessizce
Muvaffak olmuşsun birçok sahada
Gurur duymuyorsun yinede kendinle
Zordur yaşlılık bilemezsin
Keşke senin yaşına gelince
Senin gibi olsak demişler
Kendileri gibi olsunlar bence
İçimdeki fırtınayı sezmemişler
Ulya Erkman
NFS
Yaşlılarız Biz
Bizde sizler gibi doğduk büyüdük
Önce emekledik sonra yürüdük
Yıllar gençliğimizi götürdü şimdi çürüdük
Acıma değil, sevgi bekliyoruz...
Kimimiz hakimdik, kimimiz savcı
Dostlarımız vardı, hepsi kardeş bacı
Şimdi unutulmuş olmak çok acı
Bizi untmayın diyenlerdeniz biz...
Dostlarımız bizi aramaz oldu
Tükendi bir ömür, rengimiz soldu
Hava karardı, vakit akşam oldu
Bir tatlı söze hasretiz biz...
Gün oldu cephelerde savaştık
Allah Allah diyerek dağları aştık
Şimdi unutulduğumuza şaştık
Masallardaki, bir varmış bir yokmuşuz biz...
Bir çoğumuzun oğlu, kızı var
Yaşladık şimdi kim arar kim sorar
Nafile üzülmek, ağlamak sabaha kadar
Gözlerimiz yollarda bekliyoruz biz...
Çocuktuk, gençtik yaşlandık
Bizi arayıp sorarsınız sandık
Terk edilmişliğin ateşine yandık
Bizi unutmayın diyenlerdeniz biz...
Ahmet MANSUROĞLU
Ahmet MANSUROĞLU
Yaşlıları Severim
Sımsıcak gülüşlerle kucak açar herkese,
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Nasıl özlem duyarlar yumuşacık bir sese,
Elleri kırış kırış yaşlıları severim.
Bin bir sevinç sığdırır meraklı bakışına,
Her zaman ilgi duyar hayatın akışına,
Sırt çevirmez yaşamın düzüne yokuşuna,
Dosta ömür adamış yaşlıları severim.
Yılları nasıl geçmiş, yaşamış mı doyunca
Nice fidan büyütmüş hepsi kendi boyunca.
Nasıl da mutlu olur bir 'teşekkür' duyunca,
Sevgilere susamış yaşlıları severim.
Hep dünleri anlatır, geçmişi çok özlemiş.
Yüreğinde kim bilir ne sevdalar gizlemiş.
Bilinmez ki kimlerin yollarını gözlemiş.
Anılarla yaşamış yaşlıları severim.
Koşup sarmak isterim bükülmüş bellerini,
Tutup öpesim gelir üşümüş ellerini.
Usanmadan dinlesem o tatlı dillerini,.
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Elleri kırış kırış yaşlıları severim........
2003-Ankara
(Sevda Köşe Başında`dan)
Yaşlılar haftası, tüm dünyada kutlu ve umutlu olsun..
Sevinç ATAN
Sevinç ATAN
Bebek
Bir zamanlar o da bir bebekti
Hokka burunlu, al yanaklı,
Bir ömre bedel.
Şu gördüğün kavrulmuş el,
Pamuk gibiydi.
Eskiler içindeki bu kambur vücut,
Mis gibi kokan zıbınlar, fırfırlı elbiseler giydi.
Annesi ona "Gül kızım" derdi,
Sevip okşamak için sıraya girerlerdi.
Ya babası?
Getirdiği çikolatayı muzipçe cebinde saklardı
Onu ağlatmayı herkese yasaklardı.
Kızı incisi, emeliydi
Çok mutlu olmalı, hayatı sevmeliydi.
Ah! Hızla geçti yıllar işte
Seksen beş yıllık koca bir ömrü
İçiverdi bir dikişte.
Annesinin kiraz dudaklı, kalem kaşlısı
Şimdi huzurevinin en yaşlısı.
Gençler ondan kaçıyor. Neden?
Ruh aynı ruh, beden aynı beden.
Soruyor, gözleri nemli:
Görüntü bu kadar mı önemli?
Oysa şimdi anlatacak ne öyküleri var
Bir yıkılsa aradaki şu duvar!
Çare yok. Böyle gelmiş bu, böyle gidecek.
Şimdi bir zamanki tatlı bebek,
Saatler boyu pencerenin önünde
Birbirinin aynı günleri tüketmekte,
Bir an önce yanına alması için Tanrı'ya
Dualar etmekte.
(Kapılar kitabından)
Ümit Kilislioğlu Özger
Ümit Kilislioğlu